23 Aralık 2012 Pazar


 

KAYIP  GÜL

Türü : Roman

Yazan : Serdar Özkan

Yayınevi : Timaş

Basım Tarihi : Ekim 2009

Sayfa Sayısı : 205

 


Kayıp Gül  ilk basıldığı yıl en çok satanlar listesindeki kraliçeliğini uzun zaman sürdürmüş ve 1.000.000 dan fazla okuyucunun yüreklerine dokunmayı başarabilmiş bir kitap. Üstelik ünü, ülkesinin sınırlarını da aşmış, 65 ülkede, 44 farklı dilde hayranlarına hayran katmış. Amerika’da Penguın, İngiltere’de Random House ve dünya çapındaki bir çok yayınevi tarafından basılmış. Martı, Simyacı, Küçük Prens gibi çok ünlü romanlarla kıyaslanmıştır.

Roman, Diana’nın kendine yaptığı içsel bir yolculuğu anlatırken, okuyanları da buna davet ediyor.

Diana bir hukuk öğrencisidir. Lüks bir hayata, zengin bir çevreye sahip bir genç kız. Her ne kadar hukuk okusa da, kalbinin sesi durmaksızın ona yazar olmasını fısıldar. Ama Diana için önemli olan o fısıltılar değil, başkalarının ne dediğidir.

Ölmek üzere olan annesinden, babasının yaşadığını ve  Mary adında bir ikizi olduğunu öğrendiğinde hayatı tamamen değişmeye başlar. Annesi ona yazdığı bir mektupta kızkardeşini bulmasını istemiştir.

Diana’nın elinde ipucu olarak sadece bir kaç mektup vardır. Güllerle konuşabildiğini öğrendiği ikizi   Mary’nin annesine yazdığı mektuplar.  Bu mektuplar onu İstanbul’a sürükleyecek, orada annesinin arkadaşı Zeynep ve daha bir çok ilginç insanla tanışacak, gül kokularıyla bezeli bir yolda hayallerine doğru yürüyecektir.

 

Kayıp gül  kendini keşfetme destanı. Kişisel gelişim kitabı olarak da tanımlanabilir ama bunu bir romanın lezzetiyle sunuyor. Çor farklı temalara değiniyor yazar romanda. Türk kültürünün yanısıra, mitoloji ve tasavvufla ilgili konular da ilgiyle okunabilir. Nasrettin Hoca’dan, Sokrates’e  geniş bir yelpazenin içinde insan portrelerine de yer verilmiş.

Bir üçlemenin ilk kitabı sayılsa da, her birini birbirinden bağımsız olarak da okuyabilirsiniz keyifle. Ben okumaya sonuncudan başlayıp birinciye doğru yaptım bu yolculuğu. Güzeldi, sonsuzdu, iç sızlatıcıydı.

 KAYIP GÜL 2  ÖLÜMSÜZ KALP

Türü :  Roman

Yazan :  Serdar Özkan

Yayınevi :  Artemis

Basım Tarihi :  2011

Sayfa Sayısı :  304
Kitap Diana ve Mary ismindeki ikiz kardeşlerin hikayesini anlatıyor.  Diana kalbinin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkmak zorundadır. Eğer bunu yapamazsa, kızkardeşini doğum gününde Ben canavarı yiyecektir ki, üç gün sonra da ikizlerin doğum günüdür. Yani Diana zamanla yarışmaktadır.

Ölümsüz Kalp çocuklar içinmiş gibi görünse de, aslında her yaşın kitabı. Hangimizin derinliklerimize çekilmeye ihtiyacı yok ki! Hangimizin kalp sesimize kulak verme zamanı gelmemiş ki!  Çok sade bir dili olan Ölümsüz Kalp, bir çocuk saflığıyla bakmamızı söylüyor kendimize. Mutluluğa giden yolu anlatıyor. Çocuksu, şirin bir kitap. Sizi eğlendiriyor, iç geçirtiyor özlemle, çocukluğunuzun dünyasına gönderiyor. Hayatın anlamsızlığı içinde debelenirken,neleri kaçırdığımızı haykırıyor suratımıza. Küçük bir kızın ağzından sevgiye çağırıyor büyükleri.
KAYIP GÜL EKİM YAĞMURLARI

Türü : Roman

Yazan : Serdar Özkan

Yayınevi : Artemis

Basım Tarihi: Ekim 2012

Sayfa Sayısı : 206

Kahramanımız yine Diana ve hala kendini tanımaya, anlamaya uğraşıyor. Sevgilisi Mattias ile Efes’e  ekim yağmurlarını görmeye gitmeyi planlamışlardır fakat Mattias bundan vazgeçer. O, kendi yolculuğuna tek başına çıkmak istemektedir. Diana ölmüş annesinden bir mektup alır. Annesi ona Efes’e gitmesini ve mavi elmas vazoyu bulmasını yazmıştır. Nedir bu vazo, niçin onu bulması gerekmektedir, gerçekten var mıdır böyle bir vazo yoksa sadece bir şeyin simgesi midir! Diana’nın bu konuda hiç bir fikri yoktur. Kafasında binlerce soruyla çıkar yola. Annesini çok eskiden tanıyan Bedrettin dedenin evinde dört gün misafir olacak ve oradan da Efes’e gidecektir. Bedrettin dedenin deniz kenarında şirin bir evi, çok güzel bir bahçesi ve kendileriyle konuştuğu gülleri vardır. Dört gün boyunca her gün başka renk güllerle konuşurlar. Birinci gün sarı güller dökerler içlerini. İkinci gün sıra turuncu güllerindir. Pembe güller üçüncü günün konuğudurlar. Dördüncü gün eflatun güller dile gelirler. Bir de mavi gül vardır pek az konuşan. O diğer gülleri dinler ve en son hep aynı cümleyi söyler;

_Birbirnizi sevin, birbirinize eğilin
 Dıana sorar, Bedrettin dede tercüman olur ona, güller cevaplandırırlar sorularını. Bu sohbetler, genç kadına bambaşka sırların kapısını aralayacak, aşka değişik bir pencereden bakmasına sebep olacaktır. Eğer hala, kalbinizin bir kıyıcığında, gerçekleşemeden kalakalmış bir hayaliniz size kendini hatırlatıyorsa arada bir, okuyun Kayıp Gül’ü. Okuyun tekrar tekrar, sonra her şeyi bir kez daha düşünün.

Aytül Bingöl

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder