KAYIP GÜL
Türü : Roman
Yazan : Serdar Özkan
Yayınevi : Timaş
Basım Tarihi : Ekim 2009
Sayfa Sayısı : 205
Kayıp Gül ilk
basıldığı yıl en çok satanlar listesindeki kraliçeliğini uzun zaman sürdürmüş
ve 1.000.000 dan fazla okuyucunun yüreklerine dokunmayı başarabilmiş bir kitap.
Üstelik ünü, ülkesinin sınırlarını da aşmış, 65 ülkede, 44 farklı dilde
hayranlarına hayran katmış. Amerika’da Penguın, İngiltere’de Random House ve dünya
çapındaki bir çok yayınevi tarafından basılmış. Martı, Simyacı, Küçük Prens
gibi çok ünlü romanlarla kıyaslanmıştır.
Roman, Diana’nın kendine yaptığı içsel bir yolculuğu
anlatırken, okuyanları da buna davet ediyor.
Diana bir hukuk öğrencisidir. Lüks bir hayata, zengin bir
çevreye sahip bir genç kız. Her ne kadar hukuk okusa da, kalbinin sesi
durmaksızın ona yazar olmasını fısıldar. Ama Diana için önemli olan o
fısıltılar değil, başkalarının ne dediğidir.
Ölmek üzere olan annesinden, babasının yaşadığını ve Mary adında bir ikizi olduğunu öğrendiğinde
hayatı tamamen değişmeye başlar. Annesi ona yazdığı bir mektupta kızkardeşini
bulmasını istemiştir.
Diana’nın elinde ipucu olarak sadece bir kaç mektup vardır.
Güllerle konuşabildiğini öğrendiği ikizi
Mary’nin annesine yazdığı mektuplar.
Bu mektuplar onu İstanbul’a sürükleyecek, orada annesinin arkadaşı
Zeynep ve daha bir çok ilginç insanla tanışacak, gül kokularıyla bezeli bir
yolda hayallerine doğru yürüyecektir.
Kayıp gül kendini
keşfetme destanı. Kişisel gelişim kitabı olarak da tanımlanabilir ama bunu bir
romanın lezzetiyle sunuyor. Çor farklı temalara değiniyor yazar romanda. Türk
kültürünün yanısıra, mitoloji ve tasavvufla ilgili konular da ilgiyle
okunabilir. Nasrettin Hoca’dan, Sokrates’e
geniş bir yelpazenin içinde insan portrelerine de yer verilmiş.
Bir üçlemenin ilk kitabı sayılsa da, her birini birbirinden
bağımsız olarak da okuyabilirsiniz keyifle. Ben okumaya sonuncudan başlayıp
birinciye doğru yaptım bu yolculuğu. Güzeldi, sonsuzdu, iç sızlatıcıydı.
Türü : Roman
Yazan : Serdar Özkan
Yayınevi : Artemis
Basım Tarihi : 2011
Sayfa Sayısı : 304
Kitap Diana ve Mary ismindeki ikiz kardeşlerin hikayesini
anlatıyor. Diana kalbinin derinliklerine
doğru bir yolculuğa çıkmak zorundadır. Eğer bunu yapamazsa, kızkardeşini doğum
gününde Ben canavarı yiyecektir ki, üç gün sonra da ikizlerin doğum günüdür.
Yani Diana zamanla yarışmaktadır.
Ölümsüz Kalp çocuklar içinmiş gibi görünse de, aslında her
yaşın kitabı. Hangimizin derinliklerimize çekilmeye ihtiyacı yok ki! Hangimizin
kalp sesimize kulak verme zamanı gelmemiş ki!
Çok sade bir dili olan Ölümsüz Kalp, bir çocuk saflığıyla bakmamızı
söylüyor kendimize. Mutluluğa giden yolu anlatıyor. Çocuksu, şirin bir kitap.
Sizi eğlendiriyor, iç geçirtiyor özlemle, çocukluğunuzun dünyasına gönderiyor.
Hayatın anlamsızlığı içinde debelenirken,neleri kaçırdığımızı haykırıyor
suratımıza. Küçük bir kızın ağzından sevgiye çağırıyor büyükleri.
KAYIP GÜL EKİM YAĞMURLARI
Türü : Roman
Yazan : Serdar Özkan
Yayınevi : Artemis
Basım Tarihi: Ekim 2012
Sayfa Sayısı : 206
Kahramanımız yine Diana ve hala kendini tanımaya, anlamaya
uğraşıyor. Sevgilisi Mattias ile Efes’e
ekim yağmurlarını görmeye gitmeyi planlamışlardır fakat Mattias bundan
vazgeçer. O, kendi yolculuğuna tek başına çıkmak istemektedir. Diana ölmüş
annesinden bir mektup alır. Annesi ona Efes’e gitmesini ve mavi elmas vazoyu
bulmasını yazmıştır. Nedir bu vazo, niçin onu bulması gerekmektedir, gerçekten
var mıdır böyle bir vazo yoksa sadece bir şeyin simgesi midir! Diana’nın bu
konuda hiç bir fikri yoktur. Kafasında binlerce soruyla çıkar yola. Annesini
çok eskiden tanıyan Bedrettin dedenin evinde dört gün misafir olacak ve oradan
da Efes’e gidecektir. Bedrettin dedenin deniz kenarında şirin bir evi, çok
güzel bir bahçesi ve kendileriyle konuştuğu gülleri vardır. Dört gün boyunca
her gün başka renk güllerle konuşurlar. Birinci gün sarı güller dökerler
içlerini. İkinci gün sıra turuncu güllerindir. Pembe güller üçüncü günün
konuğudurlar. Dördüncü gün eflatun güller dile gelirler. Bir de mavi gül vardır
pek az konuşan. O diğer gülleri dinler ve en son hep aynı cümleyi söyler;
_Birbirnizi sevin, birbirinize eğilin
Dıana sorar,
Bedrettin dede tercüman olur ona, güller cevaplandırırlar sorularını. Bu
sohbetler, genç kadına bambaşka sırların kapısını aralayacak, aşka değişik bir
pencereden bakmasına sebep olacaktır. Eğer hala, kalbinizin bir kıyıcığında,
gerçekleşemeden kalakalmış bir hayaliniz size kendini hatırlatıyorsa arada bir,
okuyun Kayıp Gül’ü. Okuyun tekrar tekrar, sonra her şeyi bir kez daha düşünün.
Aytül Bingöl
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder